Haber başlığına baktığınızda, pazarcılar tezgahlarını kapatmak istiyorlar gibi bir düşünceye varabilirsiniz. Fakat burada anlatmaya çalıştığımız, pazarcıların onları yazın güneşten, kışın da soğuktan koruyabilecekleri üstü kapalı bir pazar istemeleri.
Ne gecesi belli ne gündüzü. Kar kış demeden dışarıda çalışan pazarcıların en büyük hayali kapalı bir pazarda çalışmak. Kimi pazardan eve sadece soğan alarak dönüyor, kimi pazar torbasını ağzına kadar doldurup. Lağım kokusunda çalışanların da, çocuğuyla birlikte tezgah açanların da yurtdışındaki ailesinde para göndermek için bu mesleği yapanların da derdi aynı. Ekmek parası...
Türkiye'nin yaklaşık üç yüz bin noktasında sebzeden meyveye, kuru gıdadan zücaciyeye kadar çeşitli ürünlerin satıldığı semt pazarları kuruluyor. Genciyle, yaşlısıyla turistiyle mozaik bir yapıyı yaşatan pazarlar, her semtin kendine özgü dokusunu, sesini barındırıyor. Kayışdağı ve Ataşehir Semt Pazarı namı diğer Sosyete Pazarı da bu ruhu yaşatan pazarlar arasında. Her bütçeden vatandaşa hitap eden bu pazarlarda üç yüz liraya ceket de bulabilirsiniz 20 liraya çanta da.
Ataşehir Gündem Gazetesi olarak, Ataşehirdeki Kayışdağı ve Semt Pazarlarında tezgah kuranlarla pazarcı olmanın zorluklarını, tezgah açtıkları bölgelerde ne gibi sorunlarla karşı karşıya kaldıklarını, pazarda alışveriş yapan müşterilerin bu pazarlardan istek ve beklentilerini, memnun olup olmadıklarını haberimize taşıdık.
'ATAŞEHİR BELEDİYESİ'NDEN MEMNUNUZ'
Kayışdağı pazarında sebze satan Emin Demiralp, hiçbir vergi ödemeden seyyar bir şekilde ürün satan kişilerden rahatsız olduğunu dile getirdi. Demiralp Ataşehir Belediyesi'nin vermiş olduğu hizmetten memnunuz. Tüm imkanlarını seferber ediyorlar. Bizim pazarımızda ise fiyatlar gayet normal. Portakalın kilosu iki lira, mandalinanın kilosu bir buçuk lira. Fiyatlarımız el yakmıyor.' dedi.
Pazarda portakal tezgahı bulunan Ayhan Özvaran ise; 'Kayışdağı pazarı, üstü açık bir pazar. Ben haftada yedi gün çalışıyorum. Pazar, kapalı olsa daha iyi olur. Kışın bu soğuk havada üşümeyiz. Fiyatlarımız ise bu mevsime göre uygun.'
SOĞUK HAVADA LAĞIM KOKUSUYLA ÇALIŞIYORLAR
Giyim tezgahında satış yapan Sait Ekinci, tezgâhının bulunduğu yolun üst tarafındaki gecekondudan gelen lağım sızıntısından rahatsız olduğunu belirtti. Ekinci 'Lağım kokusundan çok rahatsız oluyoruz. On beş gün önce zabıtaya haber verdik. Haber verdiğimiz günden beri ne gelen oldu ne de giden.' şeklinde konuştu.
Mehmet Yazıcı da pazarın kapalı olmasını isteyen tezgâhçılardan biri. Yazıcı 'Yağmurdan ve olumsuz hava koşullarından etkileniyoruz. Pazarımız kapalı olsa daha iyi olur. ' dedi.

Sedat Özvarış, haftada dört gün Ataşehir'de pazar kuran tezgâhçılardan. Özvarış 'Pazarı kurmak için sabah çok erken vakitlerde geliyoruz. Tezgâhı açmamız 2-3 saati alıyor. Ama ben alıştım.' İfadelerine yer verdi.
'NE GECEMİZ BELLİ, NE GÜNDÜZÜMÜZ'
12 senedir pazarcılık yaptığını söyleyen Abdullah Uzman 'Yirmi sekiz yaşındayım. Pazarcılık çok zor ve ağır. Ne gecemiz belli ne gündüzümüz. Yazın belki günde bir saat uyumuyoruz. Kışın kar, kış çamurda çalışıyoruz. Yazın gece birde gidip halden alışveriş yapıyoruz. Sabaha karşı beş gibi kalkıp pazara geliyoruz.' şeklinde konuşurken ayrıca Ataşehir Belediyesi'nin pazarcılara karşı çok anlayışlı olduğunu dile getirdi.
'KAPALI PAZAR İSTİYORUM'
İsmail Uzmalı 'Kayışdağı Pazarı çok yüksek bir kesimde kalıyor. Hava çok soğuk oluyor. Kapalı pazar istiyorum. Çadırlarımız yırtılıyor. Direkler müşterilerin kafalarına düşüyor. Hem maddi hem manevi zarara uğruyoruz.' dedi.
'TEZGAHLARI ERKEN TOPLAMAMIZI İSTİYORLAR'
Pazarda çocuklarıyla birlikte çalışan Hatice Ekici şunları dile getirdi 'Pazardaki direkler konusunda sıkıntı yaşıyoruz. Akşam saatlerinde zabıtalar pazarcılara baskı yapıyor. Erken toplattırmaya çalışıyorlar. Fakat çalışan kadınlar işten en erken beşte çıkabiliyor ve pazara gelmeleri bir saati buluyor. Saat 19.00'da tüm tezgahların kaldırılmasını istiyorlar. 19.00'da tezgahı kaldırabilmemiz için 17.00'de gibi toplanmaya başlamamız gerek. Görevlilerin gerekçesi ise pazardan sonra temizlik yapılması.'
Kayışdağı pazarına sık sık geldiğini söyleyen Güler Doğan, pazarda istediği her şeyi kolaylıkla bulduğunu, pazardan çok memnun olduğunu dile getirdi. Doğan 'Pazar evime çok yakın. İstediğim zaman gelebiliyorum' dedi.
'BİR SOĞAN ANCAK ALABİLİYORUM'
Sevda Karakaya, Kayışdağı Pazarı'nın çok pahalı olduğunu düşünen vatandaşlardan biri. Karakaya; ' Bir soğan ancak alabiliyorum. Tezgahların yanına yaklaşılmıyor. Yazın fiyatlar çok iyidi. Maalesef kışın her şeye zam geliyor.' diye ifade etti.

Emrah Karakaya ' Pazarın üstü çok açık, vatandaş böyle havalarda ıslanıyor. Her şey pahalı! Yazın fiyatlar normal fakat kışın çok pahalı.' dedi.
Fatma Başlıbani 'Altı senedir bu pazara geliyorum. Aradığım her şeyi buluyorum. Fiyatlar da çok uygun.' şeklinde konuştu.

Semt Pazarının keyfini çıkaranlardan biri olan Özge Behçelioğlu, pazarı rahatlıkla gezebildiğini, ulaşımın hiç sıkıntılı olmadığını belirtti. Birçok markanın eski sezon ürünlerini pazarda bulabildiğini söylerken,
ürün alırken dikkat ettiği şeyin ise kumaşının ihraç fazlası olup olmadığı.(ilk kısa saç foto sarışın)
'Yıllardır Semt Pazarına Geliyorum'
Selin Acar ise pazarı sabahın erken saatlerinde gezmeyi sevenlerden. Acar 'Pazar öğleden sonra çok kalabalık oluyor. Genellikle bildiğim tezgahlara uğruyorum. Yıllardır bu pazara geliyorum. Fiyatlar mağazalara göre daha uygun. Pazarın kapalı olması, pazarı gezmeyi daha da kolaylaştırıyor. Bu pazar daha düzenli ve aradığım her şeyi bulabiliyorum.' dedi. (kısa siyah saçlı gri mont)

Ataşehir Semt Pazarına uzaktan gelenler de var. Zehra Köse de onlardan biri.(çocuklu kadın)
'Özenle Seçilmiş Kıyafetler Satılıyor'
Köse 'Ben Ümraniye'den geliyorum. Çok sakin bir pazar. Satıcıları daha kibar, çeşit çok fazla. Tek otobüsle geldiğim için ulaşımı da rahat. Çok fazla takı çeşidi var. Fiyatlar da diğer pazarlara oranla aynı. Kıyafetler, aksesuarlar özenle seçilmiş, kaliteli ürünler. Ataşehir semtinin insanını yansıtıyor.' diyerek Ataşehir Kapalı Semt Pazarı'ndan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
'Pazar Sadece Kadınlara Hitap Etmiyor'
Pazar'da genellikle kadınları görürüz. Erhan Akbaşlı ise kızı için pazarı boydan boya gezen bir baba.
Erhan Akbaşlı ' Genellikle pazarları kızımla birlikte gezerim. Bu pazar, gezmek için çok rahat. Gezmeyi sevdiğim için sıkılmıyorum. Pazar, sadece bayanlara değil erkeklere de hitap ediyor. Burada orjinaline yakın kıyafetler bulmakta zorluk çekmiyorum. Her yaşa uygun kıyafetler bulabiliyorum. ' dedi.
Pazarda kadınlara hitap eden kazak, badi vb. ürünler satan Mehmet Öçaldı da semt pazarından memnun olanlardan. Öçaldı 'Tezgahımızı açtığımız pazarların genellikle kapalı olmasını tercih ediyoruz. Kışın yağmurdan kardan; yazın güneşten koruyor. Havanın durumu satışlarımızı çok etkiliyor. Kötü havalarda kimse dışarı çıkmıyor.' dedi. (gözlüklü kilolu)
'Kapalı Pazarda Daha Rahat Ediyorum'
Pazarda ayakkabı, terlik satan Ali Erdemir, pazar kuracağı gün sabah beşte kalktığını, tezgahını kurmak için dört beş saat uğraştığını ifade etti. Erdemir 'Ağır ve yorucu şartlar altında çalışıyoruz. Kışın yağmur çamur demeden yine pazarda oluyoruz. Genellikle gittiğim pazarlar açık pazar oluyor. Sadece Ataşehir'deki bu pazar kapalı. Kapalı bir pazar olduğu için çok rahat oluyor. Hava şartlarından pek etkilenmiyoruz.' diyerek kapalı pazarlarda çalışmanın öneminin altını çizdi.(şapkalı ayakkabıcı)
Mehmet Coşkun pazarın emekli tezgahtarlarından. Coşku'nun yaptığı tahta kaşıklar, bilinen bambu kaşıklardan değil. Coşkun, atölyesinde bu kaşıklardan günde sadece dört tane yapabiliyor.
Coşkun ' Atölyede kaşıkları yapıyorum. Sadece bu pazarda satıyorum. Şimşir ağacının özelliği yağ ve su çekmeyen bakteri üretmeyen bir ağaç türü olmasıdır. Ben ürünlerimi bu ağaçtan yapıyorum. Bu yüzden normal bir tahta kaşık fiyatından biraz daha yüksek. Kaşıklarımı bulaşık makinesine kolaylıkla atabilirsiniz.' dedi

Pazarı gezerken, gencinden yaşlısına tüm yaş gruplarından pazarcıları gördüm. En çok dikkatimi çeken halı tezgahında gördüğüm, Türkiye'ye çok uzaklardan gelen Senegalli Şerif Muhammed idi. Türkçeyi oldukça iyi konuşan Muhammed ile Türkiye'ye gelişinden pazarcılığa uzanan hikayesini konuştuk.
Senegal'de Ayakkabıcı, Ataşehir Pazarı'nda Halıcı
Şerif Muhammed Say Türkiye'de birçok yaptığı gibi geçimini pazarcılıktan sağlıyor. Göztepe'de pazarcılık yaptığını, Ataşehir'deki pazara arkadaşına yardım etmek için geldiğini ifade eden Say, dört senedir pazarcılık yaptığını söyledi. Say 'Türkiye'ye ilk geldiğimde saat satıyordum. Daha sonra şu an beraber çalıştığım arkadaşımla tanıştım. Birlikte halı satmaya başladık. Senegal'de pazarlık diye bir şey yok. Pazarlık yapmayı da burada öğrendim. Senegal'de asıl mesleğim ayakkabıcılıktı. Ailem, Senegal'de balıkçılıkla uğraşıyor. Ben onlara pazarcılıktan kazandığımın bir kısmını yolluyorum.' dedi.
'
Diğer Pazarlar'da Anadolu Havası Var'
Pazarda bir diğer tezgâhçı olan Cafer Sadık şöyle konuştu 'Pazarın kapalı olmasından çok memnunum. Haftada beş gün pazarda tezgah açıyorum. Üsküdar'dan İzmit'e kadar beş farklı yerde tezgahımı açıyorum. Bu pazarda bir tane ürün almak için çok uğraştırıyorlar, beğenmiyorlar. Diğer pazarlarda daha fazla Anadolu havası hâkim. O pazarlara gelen müşteri akrabalarına, ailesine de ürün beğeniyor. Daha fazla satış yapıyoruz.'

Diğer bir esnaf Ali Mete ise Ataşehir Kapalı Semt Pazarı'nda pazarcı olmaktan mutluluk duyduğunu esnafların ve müşterilerin birbirlerine karşı anlayışlı olduklarını dile getirdi. Mete 'Haftada beş gün çalışıyorum. ' diyerek sözlerini sonlandırdı.
'Yağmurdan ve soğuktan korunduğum için bu pazarı tercih ediyorum'
Pazarda tezgahı bulunmayan, ama tüm pazarı dolaşarak elindeki yara bandı, tıraş bıçağı vb. ürünleri satmaya çalışan Ekrem Bulut, 'Belli bir yerim yok. Pazarlarda dolaşarak elimdeki ürünleri satmaya çalışıyorum. Emekli olduktan sonra ek gelire ihtiyacım oldu. Günde en fazla yirmi lira kazanıyorum. İstanbul içinde tüm pazarlara gidiyorum. Fakat yağmurdan ve soğuktan korunduğum için bu pazarı tercih ediyorum.' dedi.
Çocuklarıyla Birlikte Pazarcılık Yapıyor
Zeki Suludağ birçok semtte pazarcılık yaptığını söyledi. Zeki Suludağ'ın oğlu Ümit ise pazarcılıktan babası kadar memnun olmadığını ifade etti. On altı yaşındaki Ümit, sabah beşte kalktığı için pazara gelmek istemediğini dile getirdi. Ümit Suludağ sözlerine şöyle son verdi 'Babam yirmi yıldır bu işi yapıyor. Ben ona yardım etmek için iki-üç senedir yanına gidiyorum. Sabahları uyanamadığım için bu işi sevmiyorum.'