Ataşehir Belediyesi Sağlık İşleri Müdürü olarak görev yapan Gamze Akkuş İlgezdi ile bugüne kadar kendi yönetiminde yapılan çalışmaları, yeni dönem için hayata geçirmeyi düşündükleri projeleri konuştuk. Aynı zamanda bir diş hekim olan Gamze Akkuş İlgezdi, müzikle profesyonel olarak da uğraşmış biri olarak sağlıktan kültüre her alanda projeler geliştirip kendisini Ataşehir için çalışmaya adamış. Ataşehir’in, barışın ve huzurun olduğu bir kent olacağını ifade eden Gamze Akkuş İlgezdi, “Ataşehir Belediyesi’nin logosu, bir çiçeği ve yedi yaprağını simgeliyor. 7 yaprak 7 bölgemiz anlamına geliyor. Her birinin rengi farklı ama yan yana durabiliyor. Ortada yeşil bir insan figürümüz var. Bu insan figürü yan yana, el ele kol kola durabilen kültürler anlamına geliyor” dedi. Gamze Hanım, Ataşehir’e gelin gelmeden önce neler yapıyordunuz? Gamze Akkuş İlgezdi kimdir? Ataşehir’e gelmeden önce Avrupa yakasında yaşıyor, hekimlik yapıyordum. 18 yıl Okmeydanı Hastanesi’nde görev yaptım, bir dönem de başhekim yardımcılığı yaptım.  657’ye tabii devlet memuruydum. 10 yıl kadar profesyonel bir koroda çalıştım. Solo ve koro çalışmalarım oldu. Yurtiçi ve yurtdışında birçok ülkede konser verdik. Devamında kişisel çalışmalara yönelerek bir albüm hazırladım. Sonraki süreçte de belediyedeki çalışma dönemim başladı. 2009 seçimleri sonrası Ataşehir’e gelin geldiniz. Ataşehir’in ilk beş yılında sağlık, kültür ve sanat alanında pek çok projeye imza attınız. Bugüne kadar yaptığınız çalışmalardan söz eder misiniz? 2009 seçimlerinde nişanlıydık. Seçim sonrası evlendik. Seçim sonrası memur olarak yeniden İçişleri Bakanlığı’na geçtim. Battal Bey beni işe almış gibi bir algı var. Öncelikle bu durumu belirteyim. Aynı statüm buraya gelince de devam etti. Emeğimi eşimin başkan olduğu bir kuruma vermek daha keyifli oldu. Sağlık, sosyal ve kültür alanındaki 18 yıllık birikimimi Ataşehir Belediyesi’nin çalışmalarında değerlendirme olanağı buldum. İnanıyorum ki bu durum hem benim için hem de Ataşehir için bir kazanç oldu. 2009 seçimlerinin hemen akabinde Türkan Saylan Tıp Merkezi’ni faaliyete geçirdik. Merkezimizde 90 kişilik bir kadro bir çok alanda hizmet veriyor. KBB’den göz hastalıklarına, diş protezden dâhiliyeye bir çok branşta hizmet veriyoruz. Vatandaşlarımız en temel sağlık sorunlarına çözüm bulabiliyor. SGK anlaşmamız olduğu için vatandaşlarımız sağlık hizmetlerinden ücretsiz olarak faydalanabildiği gibi sosyal güvencesi olmayan vatandaşlarımız da açtığımız birimlerden faydalanabiliyor. Hasta konuk evimiz var. Anadolu’dan gelen ve kalacak yeri olmayan diyaliz ve onkolojik tedavi gören hastalara hizmet veriyoruz. Hem konaklama hem de yemek ihtiyaçlarını gideriyoruz. Bu proje her bağışçı tarafından hazırlanan odalarla hayata geçti. Belediye bütçesinden bir harcama yapılmadı. Aynı bina içinde kadın sağlığı merkezi ve buluğ çağı kız ve erkek çocukları için psikolojik ve fizyolojik destek merkezimiz var. Ferhatpaşa Mahallesi’nde de yeni bir birim açtık. Burası da tamamen ücretsiz olarak kadın doğum, çocuk, dahiliye ve diş üniteleriyle hizmet veriyor. Türkan Saylan Tıp Merkezi’nde günde 800-900 hasta bakılıyor. Daha yeni açılmasına karşın Ferhatpaşa’da ise günlük 250-300, diğer bir birimimizde ise 80-100 arası hastaya hizmet veriyoruz. Bunlar yerel bir yönetim için çok ciddi sayılar. Ayrıca sağlıkla ilgili seminerler düzenleyip, bilgilendirme toplantıları, zaman zaman da taramalar yapmaktayız. Ayrıca evde sağlık hizmeti vermekteyiz. Bu projeyi yakın bir zamanda hayata geçirdik. Vatandaşımızın istediği saatte arayarak sağlık konusunda bilgi alabileceği bir danışma hattımız var. Acil ambulans hizmeti de veriyoruz. 65 yaş üstü, kimsesiz, belli kronik rahatsızlıkları olan vatandaşlarımız bir buton aracılığıyla merkezimize ulaşıyorlar. İlk müdahalesini yapıyoruz ve gerekli yerlere ulaştırıyoruz. 4 yıldır kullanılmayan, tarihi geçmemiş ilaçları topluyoruz. İhtiyacı olan vatandaşlarımıza yönlendiriyoruz. Bu çalışma, Ataşehir Belediyesi Sağlık Ünitesi Birimi tarafından yapılıyor. Yeni bir belediye olduğumuz için bir şeylerin çok hızlı yapılması gerekiyordu. Birçok alana ben de el attım. Hayata geçirdiğimiz projelerden birisi de kadın sığınma evleri… Acil olarak bir kadın sığınma evi yapılması gerekiyordu. İnşaat sürecinden dekorasyonuna kadar ilgilendik. Projeyi yönetip sosyal işler müdürlüğüne teslim ettim. Sosyal Hizmetler Müdürümüz de ruhsatlandırma sürecini yürüttü. Ve yerel yönetimlere ait Türkiye’nin ikinci ruhsatlı kadın sığınma evini oluşturduk. Ataevlerimiz var. Ataevlerinde etüt merkezi, kadınlara yönelik kurslar, sanat eğitimleri veriliyor. Bir toplumdaki kalkınma, toplumun değişim programlarıyla birikimlerini, donanımlarını arttırarak olur. Öğrenci konuk evimiz ve kız öğrenci konuk evimiz de hizmet veriyor. Hem yetişkinler hem de çocuklar için kitap fuarları düzenliyoruz. Erişkin ve çocuk tiyatro festivalleri yaptık. Bu sene içersinde tiyatro festivallerimizi uluslar arası konuma taşıdık. Yıllardır devam ettiğimiz bir festivalimiz var. Bu festivalin amacı Ataşehirlileri birlik, beraberlik duygusu içinde yan yana tutabilmek… Yan yana olmak demek barış içinde olmak demektir. Bu projeleri başta müdürlerimiz olmak üzere bütün çalışanlarımız birlikte hayata geçiriyoruz, emek veriyoruz. Biz bunların emekçileriyiz ama proje tamamen başkanımızın isteği doğrultusunda hazırlandı. Hangi düşünceden, ideolojiden olursa olsun Ataşehir’de insanlar yan yana durabiliyor, yan yana ağlayabiliyor, yan yana gülebiliyor. Bu durum çok önemli. Bu yolun kültürel hizmetlerle katedildiğine dair inancım da çok fazla. Kardeş Kültürlerin Festivali’nde her yöreden, her tarzdan sanatçıyı ağırladık. Ahmet Özhan’dan Güler Duman’a, Bülent Ersoy’dan Gülşen’e, Kıraç’tan Latif Doğan’a kadar pek çok sanatçımız sahne aldı. Bu yıl her mahallemizde konser düzenledik. Bu da halkımızın ilgisini daha çok çekti. Kültürle ilgili yaptığımız her şeyi uluslar arası platforma taşımak istiyoruz. Kültür merkezlerimizin yapım çalışmaları devam ediyor. Kültür merkezlerimizde daha başarılı hizmetler vereceğiz. Kültürel anlamda sanat eğitimlerimiz çok ses getirdi. Sanat eğitimleriyle 42 bin çocuğumuza, gencimize ulaştık. Hatta buralarda aldıkları eğitimler sayesinde konservatuarlarda eğitme devam eden gençlerimiz oldu. Gençlerimiz burada yan yana durmayı öğrendi. Burada senlik benlik kalktı. ATAMEM’de de meslek edindirme kursları veriyoruz. 700’ü kadın olmak üzere 1070 mezun verdik. Mezunlarımızın büyük bir kısmının da istihdamını sağladık. Ferhatpaşa Mahallesi’nde de bir gençlik merkezi kurduk. Burada da her türlü kurs ve eğitimi vereceğiz. Dikkat ettiyseniz, Ataşehir Belediyesi’nin logosu, bir çiçeği ve yedi yaprağını simgeliyor. 7 yaprak 7 bölgemiz anlamına geliyor. Her birinin rengi farklı ama yan yana durabiliyor. Ortada yeşil bir insan figürümüz var. Bu insan figürü yan yana, el ele kol kola durabilen kültürler anlamına geliyor. Yaptığınız işler, eşinize destek olmak derken anne de oldunuz… Bunca işi yürütmenin zorlukları oldu mu? Zor ama güzel… Gerçekten anlatmak zor, yaşanılması gerekir. Anne olmak her şeye değer… İkinci dönem için projeleriniz nelerdir? Sosyal Hizmetler, Kültür ve Sağlık Bölümleri adına konuşayım. Tabii ki bizim de hayallerimiz var. Herkesin yaptığı değil, hiç kimsenin yapmadığı şeyler yapmak istiyoruz. Bu noktada Ataşehir’in dışına taşan, daha uluslararası platforma taşınan, Kalkınma Bankası tarafından kredilendirilebilen projeleri hayata geçirmek istiyoruz. Çalışmalarımızı yapıp, gereken yerlere başvurularımızı yaptık. Sonuçlandığında o projeleri açıklamak daha doğru olacak… Kendini tekrar etmekten çok, yeniyi sunan projeler olacak. Kredi ve fonlara bağlı olmadan yapacağımız şeyleri söyleyeyim: KADER ile bir anlaşma imzaladık. Kadınlara pozitif ayrımcılık yaratılmasıyla ilgili bir çalışma yürüteceğiz. Sağlıkla ilgili olarak da kadınlarla ilgili bir merkez oluşturacağız. Bu merkezde özellikle meme ve rahim kanseriyle ilgili ücretsiz tanı ve tedavi çalışmaları yapılacak. Erkeklerle ilgili olarak da prostat kanserine ilişkin bir birim açacağız. Ücretsiz temel sağlık hizmetlerini vatandaşımıza götüreceğiz. Kütüphane projelerimiz hayata geçmek üzere… Kültür merkezlerimiz de tamamlandığında yapacağımız çalışmalarla Ataşehir daha güzel bir kent olacak. Güzelliğin, barışın, huzurun olduğu bir kent olacağız. Kısa bir süre sonra halkımız yerel seçimler için sandığa gidecek… Seçmenlere ne söylemek istersiniz? Düşünen, gören, anlayan insanlarız. Herkes gördüğünün, düşündüğünün, inandığının peşinde gitsin. Gerçekten inanıyorsa bir yere oy versin. Seçimlerde bize oy versinler isterim. Eğer göz, yürek ve vicdan bir arada olursa doğruyu görür. Ama bunlar bir arada olmazsa göremez. Ben Ataşehir’de gören gözlerin çok olduğuna inanıyorum. Ataşehir halkının, başkanımızın güzel hizmetleriyle yol devam etmesi için gereken cevabı vereceğine inanıyorum.