AİLE HEKİMLERİ GEREVE GİDİYOR
Aile hekimleri, Sağlık Bakanlığı'nın getirdiği zorunlu nöbet uygulamasına tepki olarak 20, 21 ve 22 Mayıs'ta üç günlük greve gidecek.  Sağlık Bakanlığı 9 Nisan 2014 tarihinde yayınladığı genelgeyle aile hekimlerine cumartesi günleri nöbet tutma zorunluluğu getirdi. 3 Ocak’tan itibaren yürürlüğe giren uygulama çerçevesinde İl Halk Sağlığı Müdürlükleri aile hekimleri için 8 saat görev yapacakları nöbet çizelgeleri hazırladı. Türkiye’nin dört bir yanındaki aile hekimleri nöbet tutmayı reddedince haklarında soruşturma açıldı. Mazeret göstermeksizin nöbete gitmeyen aile hekimleri için ceza olarak puanlama uygulaması getiren Sağlık Bakanlığı, başta 5 olan ceza puanını ikinci bir düzenlemeyle 20’ye çıkardı. Aile hekimleri de hem zorunlu nöbet hem de ceza uygulamalarını protesto etmek için 20, 21 ve 22 Mayıs'ta greve gitme kararı aldı. Konuyla ilgili görüşünü aldığımız İstanbul Tabip Odası Onur Kurulu Üyesi Dr. Mustafa Sülkü, hekimlerin, zorunlu nöbet uygulamasına itiraz ettiklerini ve direneceklerini ifade ederek, zorunlu nöbet uygulamasının uluslar arası çalışma ilkelerine ve anayasaya da uygun olmadığını belirtti. “Hekim patron, hasta müşteri oldu” Türkiye’de 21 bin aile hekimi olduğunu aile hekimliğinin doktorların iç barışını bozduğunu ve karmaşa yarattığını dile getiren Mustafa Sülkü şunları söyledi: “Aile hekimleri angarya çalıştırılmaya karşılar. Bu yüzden 20, 21 ve 22 Mayıs’ta greve gidiliyor. Aile hekimliği merkezleri 1. basamak sağlık ocakları kapatılarak, özelleştirilmek için bakanlık tarafından açılan kuruluşlar. Buralara giderken 3 lira katkı payı veriyoruz. 3 ilaçtan fazla olursa tekrar para veriyoruz ve primlerimizden kesiliyor. Aile hekimliği merkezlerine giderken telefonla randevu almak istersek gene telefondan ücret kesiliyor. Doktorların çoğu İstanbul’da özel binalarda çalışıyorlar ve kiralarını kendileri karşılıyorlar. Yanlarında çalıştırdıkları işçilerin patronu oluyorlar. Yani hekimleri patron hastayı da müşteri durumuna sokan bir uygulama oldu bu. Aile hekimliği sisteminin tamamen kaldırılması ve 1. basamak kuruluşlarının, doğru düzgün kamu kuruluşu hizmetinin verildiği yerler haline gelmesi lazım.”