nemikatuğcu1

NEMİKA TUĞCU ATAŞEHİRLİ ÖĞRENCİLERLE BULUŞUYOR

 İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından yürütülen “Yazarlar Okullarda” Projesi kapsamında Yazar Nemika Tuğcu Ataşehirli öğrencilerle buluşacak.

Nemika Tuğcu, Özel Ataşehir Adıgüzel İlkokulu, Özel Ataşehir Doğa ilkokulu, Özel Bilfen İkokulu, Özel denizatı İlkokulu, Özel Eyuboğlu ataşehir İlkokulu ve Özel Fenerbahçe Spor Kulübü İlkokulu öğrencileriyle Şehit Öğretmen Hasan Akan İlkokulu konferansa salonunda birlikte olacak.

Yazar Nemika tuğcu, söyleşide öğrencilerle yazarlık yaşamı ve kitapları üzerine söyleşecek… Söyleşi 14 Şubat Perşembe günü saat 14.00’da başlayacak…

 Nemika Tuğcu’nun Kendi Kaleminden Yazarlık Serüveni

Okula gitmeden okumayı ardından da yazmayı öğrendim. Öğretmenler çocuklar için okul öncesi okuma yazma öğrenmenin sakıncalı olduğunu söylese de benim için çok yararlı oldu. Kitap oburu oldum.

Masal anlatılan, kitap ve gazete okunan bir ailede doğduğum için şanslıyım. Okumayı erken öğrendiğim için elime geçen her kitabı okumaya başladım; anlamasam da. Sonra masal ve hikaye kitapları alındı bana ve kardeşlerime. Amcamın, Kemalettin Tuğcu’nun yazar olmasının da büyük payı var elbette okuma sevgimizde. Onun yazdığı kitapları, Çocuk Haftası, Doğan Kardeş, Yavrutürk dergilerindeki tefrika romanları okurduk.  Çalıştığı Türkiye Yayınevi’nde .basılan kitapları, kütüphanesinde bulduklarımızı okuyup  hemen yenilerine el atıyorduk.

Yazar olmanın yolu iyi bir okur olmaktan geçiyor. Okuduğunuz her kitap inanılmaz geniş ufuklar açıyor. Aşık olmadan âşık, cinayet işlemeden katil, büyümeden büyük oluyor insan.  Dünyanın bütün kıtalarını dolaşıyorsunuz. Yaşamadığınız, bilmediğiniz her duygu kitapların içinde gizli.

Eğitim ne kadar önemliyse onun üzerine koyacağınız her bilgi taşı  da sizi sağlam bir yapı haline getiriyor.

Öykü ile başladım yazmaya. Büyükler için. Can Yayınları’nın sahibi sevgili Erdal Öz, sevgiyle, rahmetle anıyorum-- benden amcamın biyografisini yazmamı istedi. “Sırça Köşkün Masalcısı” yayınlandıktan sonra 350’yi aşkın çocuk kitabıyla pek çok çocuğa okuma sevgisi kazandıran Kemalettin Tuğcu’yu anlatmak için Türkiye’nin pek çok ilini dolaştım.

 Can Yayınları ve Toplum Gönüllüleri Vakfı’nın bu projesi öğrencilere yararlı olduğu  kadar bana da pek çok şey öğretti. Urfa’da bir rehabilitasyon merkezindeki şiddet mağduru, tacize uğramış, madde bağımlısı ya da kimsesiz ç ocukların ayrılırken bana söylediklerini hiç unutmuyorum:  Bize, sonu iyi biten öyküler yazın…Keşke bütün çocuklar, gençler için sonu güzel biten gerçek öyküler olsa.

Bu buluşmalar bana çocukların ne kadar sevgisiz kalmış, ne kadar yalnız, ne kadar kırgın olduklarını anlattı. Ve ben de çocuklar için yazmaya karar verdim.

Minik, benim ilk çocuk kitabım. İlkokullarda çocuklarla buluşmalarımda onlara hikayenin, kitap sevgisinin ne olduğunu anlatmak için yazdığım birkaç hikaye öylesine ilgi gördü ki ben de onları kitaplaştırdım. Çocukların hayvanlardan korktuklarına, onlara çok kötü davrandıklarına  tanık oldum ve hayvan öyküleri yazmaya başladım… Minik, hastalanan 9 kardeşin arasında hayatta kalan tek köpek yavrusu. Öylesine sevimli, heyecanlı ki yerinde duramıyor. Aylin, Aylan ve Aycan adındaki üç kardeşin sevdikleri, baktıkları Minik, giderek onların arkadaşları oluyor. Kedi yavrularına o denli şefkatli ki, üşümesinler diye onları kucaklayıp kolları ile sarmalıyor. Okula giderken bindikleri vapura o da biniyor ve  inmemek için çımacıyla mücadele ediyor. Üç kardeşle birlikte bahçe sinemalarına gidiyor. Sevgi dolu bu yaramaz köpekçik cesaretiyle herkesin sevgisini kazanıyor.

 İnsan sevgisinin tüm canlıları sevmekle mümkün olduğunu düşünürdüm çocukluğumda da . Evimizde, bahçemizde hep kedilerimiz, köpeklerimiz olmuştur. Minik’teki öykülerde çocukluğumdan bu yana baktığımız, beslediğimiz bütün köpeklerin anısı vardır.

Şiddetin çocuk yaşlarda ailede, toplumda yaşananlardan kaynaklandığını hepimiz biliyoruz. Ailesinde şiddet gören ya da bu şiddete tanık olan çocuklar erişkin olduklarında aynı rolü benimsiyorlar. Aşırı kızın ve dikkatsizliğin neden olduğu trafik kazaları, maçlardaki bıçaklı, sopalı kavgalar, özellikle televizyonda gördükleri şiddet sahneleri çocukları şiddete özendiriyor. Urfa’daki buluşmalarımızdan bir başka anımı da anlatayım:

Çocukların dikkatleri dağıldığında ilgilerini çekmek için bir soru sordum; hangi mesleği seçmek isterdiniz? Polis, mühendis, asker, doktor gibi çocukların genellikle seçmek istedikleri mesleklerin dışında bir kız çocuğundan aldığım yanıt ilginçti: Çöpçü olmak istiyorum! Neden, diye sordum. Küçük kızın yanıtı düşündürücüydü: Herkes sokaklara yediğini, içtiğini, pis mendillerini atıyor. Ben düzen olsun istiyorum!

Erkek çocuklardan biri, on, on iki yaşlarında bir çocuk, Polat Alemdar olmak istiyorum dedi!!! Neden? Çünkü o güçlü!Güç nedir diye sorduğumda şöyle dedi: Cesaret, silah, para! Güçlü her zaman haklı mıdır? Evet…Polat Alemdar olmak bir meslek midir? Bu sorum yanıtsız kaldı. Daha nice nice anım var yurdumun dört bir ucundaki çocuklardan.

Daha sonra Tevfik Fikret’in hayatını anlatan bir kitap istedi Morpa Yayınları benden. Sevdiğim bir şair olan Tevfik Fikret’i çocukların anlayabileceği bir dilde yazdım. Türk Aydınlanmasının Öncüsü : Tevfik Fikret. Çok güzel çizimlerin de yer aldığı kitap çocukların ilgisini çekti.

Son yazdığım kitap, Kavis Yayınları arasında çıkan “Sebzeler Kraliçesi Fasulye”. Çocuklar sebzeleri tanımıyor, sevmiyor, yemiyor. Fast Foot denilen obeziteye yol açan yiyecekler ve abur cuburla besleniyorlar. İstedim ki hiç değilse sebzelerin adını öğrensinler, onları da dünyalarına katayım.

Hasan Amca’nın sebze bahçesinde bir güzellik yarışması düzenlenecektir. Lahana kardeşler, pırasa, brokoli, kabak, fasulye, kereviz, sarımsak, soğan… bütün sebzeler en güzel giysileriyle yarışma için hazırlanmaktalar. Birinci gelen sebzeye çok güzel bir kraliçelik tacı takılacaktır. Yarışma için hazırlıklar sürerken bazı sebzelerin giysileri kaybolur. İşte asıl serüven o zaman başlar.”Sebzeler Kraliçesi Fasulye” sebzelerin inanılmaz maceralarını anlatıyor.

Editörlük yapıyorum, “Dünyanın Öyküsü” dergisinin öykü atölyesine gelen öyküleri değerlendiriyorum. Zaman bulursam öykü yazıyorum. Artık çocuklar için…