Şair, yazar Sunay Akın, Düştepe Oyun Müzesi ile bir hayalini daha gerçekleştirdiği için mutlu olduğunu ifade etti.   Gerek şiirleriyle gerekse denemeleriyle her yaş grubu tarafından okunan ve sevilen bir isimdir Sunay Akın... 2005 yılında açtığı İstanbul Oyuncak Müzesi, hayran kitlesini daha da arttırdı. Dünyanın dört bir yanından topladığı oyuncakların sergilendiği İstanbul Oyuncak Müzesi milyonlarca kişi tarafından ziyaret edildi. Uluslararası ödüller de aldı. Şimdi ise bir hayalini daha gerçekleştiriyor. Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi ile birlikte Düştepe Oyun Müzesi’ni açarak dünyada bir ilki gerçekleştirdi. Sunay Akın konuyla ilgili gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Himmet Kaya'nın sorularını yanıtladı. Ataşehir Belediyesi ile ortak bir proje yaptınız. Proje hakkında bilgi verir misiniz? Daha önce 23 Nisan 2005'de İstanbul Oyuncak Müzesi'ni kurdum. Sonrasında Barış Manço Müzesi'ni hayata geçirdim. Barış Manço Müzesi'nde çocuklarla ilgili çok eksik vardı. Ama Barış Manço bir müzisyen, bir sanatçıydı. Sanatçının hayatının anlatıldığı otobiyografik bir müze olarak halka sunuldu. Bu ise benim uzmanlık alanım olan çocuk müzesi tarihi alanında attığım ikinci adım. Çocuk müzelerinde üç başlık var; oyuncak müzesi, oyun müzesi ve masal müzesi. Oyuncak müzesini, Göztepe'de aileme ait konakta kurdum. 2012 yılında Avrupa Müzeler Akademisi tarafından dünyanın en iyi oyuncak müzesi olarak ödüllendirildik. Şimdi neden buradayım, hayaller bitmiyor ki... Oyun müzesi kurmak istedim. Çünkü oyuncağı toplarken baktım ki oyun tarihi oyuncakla çok iç içe ama yeterli değil. Bu hayalimi gerçekleştirecek teklif de Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi'den geldi. Ataşehir'de yeşil alana verilen değeri de biliyorum. Şehir planlamacılığı anlamında Ataşehir Belediyesi çok doğru işler yaptı. Biz parkları insanlarla nasıl daha zengin, daha duyarlı, daha dolu dolu yaşanacak mekânlara dönüştürebiliriz deyince, elimdeki puzzleların iki parçası yan yana geldi. Ben oyun müzesi kurmayı düşünüyorum, Ataşehir Belediyesi de parkları insanlara çok daha farklı, zevkli, güzel zaman geçirecekleri bir mekân olarak sunmayı düşünüyor. İşte iki eksik parça bir araya geldi. Sonrasında Battal İlgezdi'ye oyun müzesi düşüncemi anlattım. Bu iş beş dakikada bitti. Çünkü doğru olan şeyler birleşince hemen çözülüyor. Ben ülkemdeki bürokrasiyi, bazı şeylerin çok zor ilerlediğini bildiğim için yolumuzun uzun olduğunu düşünüyordum. Fakat her şey o kadar tereyağından kıl çeker gibi, o kadar kolay ve rahat yürüdü ki ben bu konuda Ataşehir Belediyesi’ndeki bize zaman ayıran ve ne istesek yerine getiren bütün çalışanlara teşekkür ediyorum. Yerel yönetim anlamında çok doğru bir ekip var. Hemen çözüm üretiyorlar. 7-8 ay gibi bir sürede bu müzeyi kurmamız Türkiye koşullarında bir mucize ama bunu başardık. Düştepe Oyun Müzesi çocuklara yönelik olarak yapılıyor. Çocuklar, Düştepe Oyun Müzesi'nde neyle karşılaşacaklar, ne gibi etkinlikler düzenleyeceksiniz? Öncelikle müzelerde geçen bir saat bin kitabın ışığına bedeldir. Şunu düşünelim; demokrasisi ve ekonomisi bizden daha gelişmiş ülkeler önce o değerleri kazanıp sonra müzeleri açmadılar. Önce müzelerini açtılar. O müzelerden geçerek sözünü ettiğimiz demokratik değerlere ulaştılar. Aydınlanmanın tarihinde müzeler çok önemlidir. Bizde herkes demokrasiyi geliştirmekten bahsediyor ama müzeciliğin önemini kim kavrıyor. Müzeler bilginin mabedidir. Önce oyunun tarihini anlatıyoruz. Çocuk müzeleri 3 kuşağın bir arada gelebileceği bir mekândır. Başka hiçbir mekân bu mutluluğu sunmaz. Çocuklara atölyeler de sunuyoruz. Örneğin; tiyatro, seramik, boyama, Hacivat-Karagöz atölyeleri. Bütün parkı da oyun müzesinin alanı olarak değerlendirdik. İp atlamadan, miskete, bowlingden labirente kadar oyun istasyonları kurduk. Buraya sabah gelen bir aile güneş batana kadar bir arada olmanın önemini kavrayacak. Mimar Sinan Parkı içindeki bu oyun müzesinin yapılmasına muhalif olanlar da vardı. Bu konuda neler söylersiniz? Duyduklarıma inanamadım. Burada şunu gördüm. İnsanların neden buna karşı çıktığını neden muhalif olduğunu anlayamıyorum. Benim söylediklerime her düşünceden insanın ihtiyacı var. Biz burada çocuktan, aileden, bir arada yaşama kültüründen söz ediyoruz. Burada Ataşehir Belediyesi particilik yapmıyor. Tam tersi particiliği kırmak, herkese hizmet sunmak için çalışıyor. Şu bölgede Ataşehir Müftülüğü de, Mimar Sinan Camii de var. Ne güzel, olsun. Bunların hepsi de bizim ama tutup da parkı çocuklara açmanın karşısına çıkmak çocuk düşmanlığından, aile düşmanlığından başka ne olabilir. Ağaçlara, kadına, çocuğa aslında hayata düşman olmak çok kötü. Bunun tıptaki adı kanserdir. Bu kanser düşünce bizi ötekileştirdi, birbirinden nefret ettiren insanlar haline getirdi. Bu kanseri burada da görünce çok üzüldüm. Dünyada olmayan bir müzeyi kazandırıyoruz Ataşehir'e, İstanbul’a, Türkiye’ye. Kayıtlarda, kitaplarda yer alacak. Burada aydın insanlar var denecek. Biz bunu yapmaya çalışırken burada ne gerek var çocuğa, oyun müzesine diyorsa Allah bir an önce şifalarını versin, ıslah etsin diyeceğim. Camilerde teknolojik yazılarla ayetleri yazıyorlar da onları dönüp okuyorlar mı acaba. Ben Battal İlgezdi’ye ve çalışma arkadaşlarına teşekkür ediyorum. Onlar sayesinde insanlığa böyle bir eser kazandıracağız.