Dostlar Merhaba; Çok zor günler yaşıyoruz. Gün geçmiyor ki yeni bir acı, yeni bir hezeyan, yeni bir kaos yaşamayalım. Bu yaşananların tamamı, bizi birbirimize kırdırma hareketi. Aman ha, aman bu provokasyonlara asla izin vermeyelim. Asla izin vermeyelim ki şeytana uymayalım, bu tuzağa düşmeyelim. Çünkü vatanımız, Ortadoğu'nun sınırları kalemle çizilmiş muz cumhuriyeti değil. Kökleri bin yıllara dayanan bir gelenekten geliyor. Yüzlerce farklı kültürün, onlarca farklı etnik kimliğin bir arada yaşadığı; bir olmayı, iri olmayı ve diri olmayı bilen bir devletiz. Bu güzelliğimizi, bu gücümüzü, bu hoşgörümüzü güzel ülkemizde kötü emelleri olan global güçlere ve onların taşeronları olan her türlü terör unsurlarına yem etmeyelim. Bu olaylar, bugün tasarlanıp eyleme geçilen bir proje değil. Uzun yıllara dayanan yavaş yavaş emin adımlarla karabasan gibi üzerimize gelen bir eylem planı, uyanık olalım. Bir düşünün;  PKK yaklaşık elli yıllık bir bela. Ülkemizin bir bölgesini kana bulayan belalı bir yapı. FETÖ terör örgütü 1970’li yıllardan bugüne sessizce, sabırla devlete sızıp, ülkeyi yönetecek güce ulaştığını sanıp, darbeye kalkışacak kadar gözü kara... Kendi milletinin kanını akıtacak kadar sapkın. Şimdi de IŞİD belası kafa kesiyor, canlı bombalar ile toplu katliamlar yapıyorlar. Bunların tamamı korku, kaos, güvensiz ortam yaratarak insanlara can ve mal korkusu yaşatmak için yapılıyor. Daha da kötüsü etnik farklılıklar nedeniyle iç karışıklık yaratmak, en kötü olanı da bu... Lütfen sağduyu. Bu yaşanan darbe girişimi,  Bitlis, Van, Elazığ ve en son Gaziantep’teki olaylar ve ülkemizin ana muhalefet parti liderine suikast düzenleyecek kadar aşağılık tetikçilerin amacı bizi birbirimize düşürmek... Buna asla müsaade etmeyelim. Şunu da unutmayacağız; bu yaşananlar sadece dış güçler tarafından yapılmıyor, bunun iç hainleri de var. Bu ülkeyi yönetenler de masum değil tabii. Onlar da hesap vermeli. Ancak öncelikli amacımız bu beladan kurtulmak olmalı. Daha sonra da sorumlu herkesin Türk adaleti ve hukuku önünde hesap vermelerini sağlayalım. Bu ülke kolay kazanılmadı ki kolay feda edilsin. Şunu da iyi bilmeli; siyasiler yol yakınken önlem almalılar. Ülkemiz son sürat Ortadoğu bataklığına sürüklenirken, bu bataklıktan çıkmak oldu bittilerle, kanun hükmünde kararnamelerle değil, tam tersine aklı selim davranarak, ülkenin bütün katmanlarının dâhil edileceği bir yapıyla, Milli Mutabakat Hükümeti ile başarılabilir. Bütün siyasi liderler, bireysel egolarını bir kenara bırakıp vatanın bekası için elini taşın altına koyarak elbirliğiyle bu belayı def etmeli... Halkımız da hazır. Vatanın bu yapıya ihtiyacı var! Haydi, siyasiler sıra sizde ve halkımız bunu sizden bekliyor! Yarın geç olabilir. "EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR." Saygılarımla...