Himmet Kaya...
CHP örgüt üyesi olmamla birlikte yıllardır icra ettiğim gazetecilik mesleğimi de yanıma alarak örgütün Ataşehir’de şimdiye kadar yaptıkları ileri görüşlü hareketlerinde yanlarında oldum. Bunun yanı sıra objektif olarak bakıp, örgütün yanlışlarını da söylemekten hiç çekinmediğimi bilirsiniz.
Demokratik bir ortamın da gerekliliği budur zaten. “Oğlan bizim, kız bizim” mantalitesi çok şükür ki bizim buralara uğramadı.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi “CHP varsa herkes için var” anlayışı demokratik zihinlerin sayesinde var olacaktır hiç şüphesiz.
CHP’ye kendi evimiz olan Ataşehir’den bakarak yaptığım analizlerime yeni bir sayfa açmak istiyorum müsaadenizle…
Bir çoğunuzun takip ettiği gibi yakın geçmiş zamanda CHP İlçe Başkanlığına karşı birkaç eleştirim olmuş ve parti içi küslüklerin sebep ve sonuçlarını yazmış, gidişatın hayra alamet olmadığını dile getirmiştim.
Zaman geçti ilçe başkanlığında isim değişti ve genç nitelemesiyle partiye yıllardır hizmet etmiş zaman zaman da omuz omuza yürüdüğümüz bir arkadaşımızın ismi yazıldı. “Celal Yalçın”
Başlığımdan da anlaşılacağı gibi kendisinden beklentimiz büyük. Neden mi?
Çünkü, CHP Ataşehir İlçe binasının yıllardır kapısına gelmeyen küs bir örgüt (hizipçiler değil) kesimi var ve Ataşehir ilçe olduğundan bugüne kadar demokrasinin evi olmasına rağmen parti içi ayrıştırmaya uzlaşmacı bir yaklaşım yapılmadığı için.
Çünkü, CHP’nin evi dediğimiz Ataşehir’de ortalama 430 bin kişinin yaşadığını varsayalım. Yaklaşık her ailenin 4 ferdi olduğunu ele alalım. Bu dört fertten her birinin de genç bir parti üyesi olduğunu ve gençlerden en az yarısının CHP’nin siyasi anlayışıyla düşüncelerinin kesiştiğini de farz edelim. Elimize 53 bin gibi bir rakam ulaşırken biz hâlâ hazırda 14 bin üyemiz var diye övündüğümüz için.
Çünkü, örgüt içindeki muhalefetin muhalif olmalarının sebebini araştırmayıp, sırf farklı düşünüyorlar diye çemberin dışına atıldıkları için.
Çünkü, ilçe başkanlık koltuğunun demokratikleşme ve barış terimlerini kullanan ve bu konuda kendi dünya görüşüne göre fikirler üreten bir partiden bazı zamanlarda uzak davrandığı için.
Çünkü, Türk siyasi tarihinde oldukça önemli ve belirleyici bir yere sahip olan CHP’de bazı koltuklarda tek parti anlayışı “tek adam” anlayışıyla yer değiştirdiği için.
Çünkü, koltuğa oturduktan sonra makamın verdiği rahatlıkla mayışıp, vaat edilenlerin hayata geçirilmesi yerine, sahada görünmenin başarı zannedildiği için, CHP Ataşehir İlçe Başkanı Celal Yalçın’dan beklentimiz büyük.
Bir ilçe başkanı elbette ki sahada halkın arasında olmalı. Elbette ki, her fikre kapısını açacağı gibi, başkalarının da kapılarının kendisine açılmasını sağlamalı.
Ama bunları yaparken de kendi örgüt tabanın düşüncelerine de değer vermeli. Önemli günlerde inançların, ibadetlerin birleştirici gücünde misafirden çok ev sahibi olmalı.
Örgütün 14 binlik üye sayısıyla “Üye sayısında ilçe olarak CHP’nin en büyük ikinci ilçeyiz” sonucuyla övünmemeli. CHP’nin Atatürkçülük ve sosyal demokrasi görüşlerini benimsemiş bir parti olduğunu unutmadan, fikrin 14 binlerde sınırlanmasına seyirci kalmamalı. Genç zihnin pratik, akılcı, insan odaklı, ileri görüşlülüğünü bize göstermeli.
Gelinen noktayı başarı olarak görüp, küslerin sayısını artırmak değil, üyelerin sayısını artırmayı ilke edinmeli. Ataşehir’i hiçbir zaman alamamış olmasına rağmen rakibi olan AK Parti’nin ilçedeki yaklaşık 50 bin teşkilat üyesi olduğu gerçeğini göz ardı etmemeli.
Sivil toplum kuruluşlarına, sosyal yardım kuruluşlarına eşit ölçüde yakınlık göstermeli, hemşehriciliği ayrıştırıcı özellik olarak değil, kültürel bir mozaik olarak ilçeye yaymalı. Bu mozaiği oluştururken tek bir rengin mozaiğin düzenini bozacağını unutmamalı. Etrafında eski yüzlerin tecrübeleriyle bir fotoğrafta yer alırken, kendisinin sayesinde yeni yüzlerle aynı karede olmayı başarmalı.
Zeminin lehine çalıştığı Ataşehir’de bu söylediklerimi yapmak çok kolay, yolun açık olsun Celal Başkan, “on yedi mahalle de beni tanır” dediğin hâlâ kulaklarımda. O heyecanınla saydığın isimlere yenilerini örgüte kazandırman dileğiyle…
Saygılarımla…
