la2

ATAŞEHİR’DE GÜNDEM AİLESİNE İÇTEN BİR MERHABA...

 

GÜLSÜM ERASLAN

 

 

Yılların emeği ve birikimiyle hazırlanan Ataşehir’de Gündem ailesinin bir parçası olduğum için çok mutluyum. Yazı yazmanın, fikir alışverişinde bulunmanın ve bu düşünceleri sizlerle paylaşmanın hazzı ile faydalı yazılardan oluşacak bir köşe oluşturmak en büyük temennim.  Umarım siz değerli okuyucularım tarafından da bu gayem beğeniyle karşılanır. İlk konu olarak Türk Patent ve Marka Kurumunda Marka Vekili olmam sebebiyle marka, marka tescili ve koruma süreçlerinin öneminden kısaca bahsedeceğim.

 

MARKA NEDİR?

Mülkiyet Kanunumuz bu soruya açık ve net olarak cevap vermektedir. Bir marka; kişi adları dâhil sözcükler, şekiller, renkler, harfler, sayılar, sesler ve malların veya ambalajlarının biçimi olmak üzere her tür işaretten oluşabilir. 

 

Hepimizin bildiği gibi marka tescili Türk Patent ve Marka Kurumuna (TPMK) yapılan bir başvuru ile başlamaktadır. Bir marka, markaların ülkeselliği ilkesi gereğince yalnızca başvurunun gerçekleştiği ülkede marka hakkı sahibine koruma sağlamaktadır. Bu nedenle ülkemizde tescilli olan markanızın koruması yalnızca Türkiye’de sağlanır ve bu korumanın süresi de 10 yıldır. Yani sadece bir defaya mahsus kuruma yapılan başvuru ve tescil; marka hakkınızın korumasının sürekliliği açısından maalesef ki yeterli değildir. Marka hakkınızın sürekli korunabilmesi için 10 yıllık düzenli periyotlarla marka tescilinizin yenilenmesi gerekmektedir.

 

Markanızın tescillenmesinin akabinde düzenli olarak kurumun yayınladığı resmi bültende diğer kişiler tarafından yapılan marka başvurularının da özenle takip edilmesi marka hakkınızın korunması açısından çok önemlidir.

“A” isminde tescilli bir markaya sahip olduğunuzu, üçüncü bir kişi tarafından markanıza çok benzer nitelikte “A+” şeklinde bir başvuru yapıldığını farz edelim. Bu durumda TPMK nezdinde derhal bu başvuruya itiraz hakkınız vardır. Bu hakkınız sayesinde; üçüncü bir kişinin sizin marka hakkınızdan, bu markanızla oluşturduğunuz ticari itibarınızdan faydalanmasını engelleyebilir, tüketicilerde oluşabilecek kafa karışıklığının önüne geçebilirsiniz.

 

Kurum nezdinde gerçekleştireceğiniz itirazlar ve daha birçok işlem kanunen süreli olup bu sürelerin özenle takip edilmesi de hak kaybına uğramamanız açısından zorunluluk arz etmektedir. 

 

Sevgili Ataşehir’de Gündem ailesinde yazdığım bu ilk yazıda kısaca marka hakkını değerlendirme fırsatı buldum. Fakat devam eden yazılarımda yine marka, tasarım, patent ve diğer fikri ve sınai mülkiyet haklarına dair farklı perspektiflerden yazılar yazmaya devam edeceğim. 

Son olarak markanızı geleceğe güvenle taşımanızı diliyor, hepinize sağlıklı ve mutlu günler diliyorum.