pazar

Türkiye, hızla ekonomik daralmaya doğru ilerliyor. Ekonomik buhran mal, hizmet, faktör ve para-döviz piyasalarında, tolere edilebilir düzey ötesinde dalgalanmalar yaşanıyor. Sürecin devamlılığını gösteren belirtilerin ortaya çıkması, vatandaşın nefes almasını engelliyor.

                                        “NE YAPACAĞIZ?”

Ekonomideki kötü gidiş halkı en çok da mutfaktan vuruyor. Sebze ve meyve fiyatlarının sürekli yükseliş göstermesi, bir demet kıvırcığın 4 TL.’den, çileğin kilosunun 24 TL.’den, domatesin 6 TL.’den, sivri biberin 8 TL’den satışı halkın alım gücünü düşürüyor. Zamlardan nefesi kesilen halk “Ne yapacağız?” diyor.

Ülkenin tümüne hakim olan ekonomik krizin varlığı kimi zaman görmezden gelinse de her kesim vatandaşın ciddi tedbir almasına mecbur kılıyor. Birçok kesimden insanın yaşadığı Ataşehir’de de ekonomik kriz her yönden kendini hissettiriyor. Taze ve ekonomik ürünlere ulaşmak için Ataşehirlilerin gittiği pazarlardaki tezgahlar cep yakıyor. İki kola ayrılan pazarda ucuz ve pahalı mallar ayrı tezgahlarda satılıyor. Pazara alışverişe gelen kimi vatandaşlar artan fiyatlara isyan ederken kimisi de alışveriş yapamadan evlerine dönüyor.

            ÇAPI KÜÇÜK FİYATI BÜYÜK ÇERİ DOMATES

Fiyatların artışından etkilenen çeri domates tezgahlarda 6 TL.’den alıcısını beklerken, fiyatı gören vatandaşlar “Çapı küçük, fiyatı büyük” diyerek tezgahtan uzaklaşıyor.  Tezgahtaki fiyatlara isyan eden vatandaşlardan S. G. : “Sadece salata malzemesi aldım. İki poşet malzemeye 50 TL. harcadım. Başka bir şey alamayacağım. Nereye gitti 50 TL.? Anlamadım. Dolar düştü meyve sebze fiyatı hala düşmedi.” şeklinde yaşadığı sıkıntıyı dile getirdi. 

 

TADIYLA DİLLERİ, FİYATIYLA CEPLERİ YAKAN SİVRİ BİBER

Sofraların vazgeçilmezlerinden olan ve sera üretim ile her mevsim tezgahlarda yerini alan sivri biber tezgahına da yaklaşanı bulmak oldukça zor. Tadıyla dilleri, fiyatıyla cepleri yakan sivri biber pazar tezgahlarında 8 TL.’den satışa sunuluyor. Biber satışlarında İçerenköy’de bulunan semt pazarında dolmalık biberin kilosu 6,5 TL.  kırmızı biberin kilosu 8,5 TL. olarak satışa sunuluyor. Fiyatları gören vatandaşlar “Başka bahara” diyerek sofralarına biberi misafir edemeyerek tezgahtan uzaklaşıyorlar.

                  ÖNCELİK ÇOCUKLARA VERİLİYOR

Her yaştan insanın günlük alması gereken vitamin ve minarellerin pahalılıktan dolayı alınamaması sağlıksız yaşam koşullarına sebep oluyor. Büyükler de çareyi öncelikli olarak çocukların beslenmesine önem vermekte buluyor ve ceplerindeki  tüm parayla yarının geleceklerini ekonomik krizden korumaya çalışıyor.  Alım gücünün azalmasından dolayı pazara gelip haftalık alışverişini yapmayı “hayal eden” ancak, sadece salatalık malzemesiyle pazar alışverişini bitiren  S. D.’de bu yetişkinlerden yalnızca bir tanesi… Salata malzemesi dışında torununa balık aldığını belirten ancak,  meyve alamadığını ifade eden S.D. doların düşmesine  karşı hala tezgahlardaki yükselişe anlam veremediğini belirtiyor. S. D. : “Dolar düştü fiyatlar niye düşmüyor? Pazarcılar dolar yükseldi diyorlar ama fırsatçılık yapıyorlar. Torunumun canı balık çekti. Geçen hafta 20 TL. olan çinakop balığı bu hafta 25 TL. oldu. Onun beslenmesi bizim beslenmemizden daha önemli. Balık dışında salata malzemesi aldım. Pazara 200 TL. ile geldi, 20 TL. ile gidiyorum. İnsaf etsinler. Asgari ücretle geçiniyoruz.” dedi.

 

 

 

 

“HÜKÜMET ÇARE BULSUN ”

 Elini tezgahlara uzatmaya çekindiğini ifade eden K.Ö.  bundan sonra gramaj usulü alışveriş yapacağını söylüyor. K.Ö. : “Hükümet çare bulsun. Soğan 5 TL olur mu, altın mı alıyoruz soğan mı alıyoruz? Belli değil. Soğan ve patates en çok tüketilen gıdalardır. Artık onları da alamıyoruz.” şeklinde konuştu.

“ARTIK HEPSİ ZENGİN MEYVESİ OLDU”

 Ataşehir’in yerlilerinden S. K. ise asgari ücretle zor geçindiklerini ve pazara gelmeye korktuklarını belirterek, isyanını şu sözlerle ifade etti: “Çilek 24 TL. avokadonun ve ananasın tanesi 10 TL. kestane 22 TL. olmuş. Eskiden zengin meyvesi olarak adlandırdığımız gıdalar vardı. Artık hepsi zengin meyvesi oldu. Hamile olan çilek aşermesin. Ev bütçesi çöktü. İstediğimizi alamıyoruz. Pazara gelen salata malzemesi alıp çıkıyor. Pazar fiyatlarının artışı salata malzemesi satan tezgahlara yaradı. Bir an önce fiyatlar düşürülsün.” 

 

 

 Ekonomik krizin en sıcak göstergesi olan pazarlarda yalnızca mağdur olan pazara gelen müşteriler değil. Pazarcılık işiyle uğraşan ve zor şartlar altında yılın dört mevsimi şehri bir uçtan bir uca dolaşan pazarcı esnafı da enflasyondan nasibini alıyor. Esnaf, tezgahlardaki ürün azlığından ve pahalılıktan dolayı  satış yapamamaktan şikayet ediyor.

  “KALİTEYE GÖRE FİYAT DEĞİŞİYOR”

İçerenköy semt pazarında tezgah açan Turgay Umalım, ürünün kalitesine göre fiyatının değiştiğini söylüyor. Turgay Umalım: “Ürünün kalitesine göre fiyatı da artıyor. Ben  mandalinayı sebze meyve halinden 1,30 TL’ye aldım. Üzerine 70 kr. koydum. 2 TL’den satıyorum. Diğer taraftaki tezgahta mandalina 3 TL, bir diğerinde ise 5 TL’den satılıyor.” diyerek pazarda tezgaha göre fiyatların değiştiğini ifade ediyor.

“ÇİFTÇİ 20 TON VERİM ELDE EDECEĞİ TARLADAN 10 TON VERİM ELDE ETTİ”

Ataşehir’in bir başka pazarı olan  Yenişehir semt pazarında mandalina satan Ahmet Arslan: “Bu sezon mandalina sezonu değil. Mandalina Kasım ayında yetişir. Bu yıl Kasım ayı sıcak geçti. Ürünler dallarında çürüdü. Çiftçi 20 ton verim elde edeceği tarladan 10 ton verim elde etti. Haliyle bu durum fiyatlara yansıdı. Sadece bu değil ki… Mazot pahalı oldu. O meyveyi taşıyan da para alıyor.” dedi.

“BİZ ZENGİNE DEĞİL HALKIMIZA HİZMET EDİYORUZ”

Fiyatların artışıyla pazar tezgahlarında 5 TL’den satışa sunulan soğanın satışına  pazar esnafı çare arıyor ve kendince alım gücünü arttırmaya çalışıyor. Tezgahında soğan satan Osman Canpolat, ürünlerin az olmasından kaynaklanan fiyat artışını dile getiriyor. Osman Canpolat: “Soğanlar bu sene tarlada yağmur yedi. Ürünün dörtte üçü tarlada çürüdü. Depolama diye bir şey yok, ürün de maalesef bundan dolayı az. Çiftçi zararını çıkarmak için daha fazla fiyata satıyor. Herkes 5 TL’ye satıyor ben soğanı 3.5 TL.’ye satıyorum.  “Biz zengine değil halkımıza hizmet ediyoruz.” diyerek kendi gibi ekonomik zorluk çekenlere destek veriyor.

               “POŞETİN KİLOSU BİLE 12 TL OLDU”

 Ataşehir Küçükbakkalköy semt pazarında tezgah açan Ömer Boğan, çiftçinin ucuza ürün satmadığını belirtiyor. Tarladan yeterli verimi alamayan çiftçinin, zararını karşılamak için ürünleri yüksek fiyattan sattığını öne süren Ömer Boğan: “Poşetin kilosu bile 12 TL oldu. Her şeyin fiyatı yükseldi. Meyveyi sebzeyi koyduğumuz kutular bile pahalandı. Çiftçi de tarlada çürük ürünlerin hepsini koyuyor. Biz bu yüzden sebze meyve halinden aldığımız malların çoğunu ayıklıyoruz. Çiftçi gözünü açtı. Eskiden ucuza ürün satıyordu. Şimdi çok yüksek fiyata satıyor. Halden aldığımız ürünün üzerine gözümüz kapalı 1 TL ekliyoruz. Zaten aldığımız ürünleri pazara çıkmadan önce ayıklıyoruz.” diyerek yaşadığı zorluğu anlattı.