2
  Şair Sunay Akın, gazetemiz için yaptığımız uzun söyleşide 15 Temmuz Darbe Girişimini de değerlendirdi. Sunay Akın'ın "12 Eylül 1980'den beri doğum gününü kutlamayan Sunay Akın 15 Temmuz'daki darbe girişimini nasıl değerlendiriyor?" sorumuza yanıtı şöyle oldu: Kendimi tanıtırken hep şunu söylüyorum: 1962 yılında Trabzon'da doğdum. 1980 yılından beri doğum günümü kutlamıyorum. Çünkü doğum günüm 12 Eylül... Darbe karşıtlığımı ben 12 Eylül 1980 darbesinin en güçlü olduğu 80'li yıllardan beri bu şekilde söylüyorum. O zaman darbe Türkiye'yi ele geçirmiş, bütün kurumlarıyla kasıp kavururken ben bunu söylüyordum. Ucuz kahramanlık yapmak istemiyorum. Üstelik söylemekle kalmayıp yazı ve şiirlerimde de darbe karşıtlığımı sürekli dile getirdim. Dolayısıyla 15 Temmuz’daki cunta girişimine karşı Sunay Akın'ın ne düşündüğü sorulmaz. Çünkü kitaplarında ve şiirlerinde bu var. Ama bu soru sorulmalı da. Neden? Çünkü insanlar kitap okumuyor. Giderek kitaptan, bilgiden uzaklaşan, bir bataklığa doğru hızla sürüklenen bir toplumumuz var. Bir hafıza kaybı yaşıyoruz. Yıllardır tanıdığım sen, benim darbe karşıtlığımı biliyorsun. Az önce yaptığın "1980'den beri doğum gününü kutlamıyorsun" tanımın benimle özdeşleşmiştir. Bundan habersiz o kadar çok insan var ki... Sorguladığım şu; Bunlar bir kişi, on kişi, yüz kişi değil, binlerce. Devletin en üst noktalarındalar. Nasıl görülmediler, haince planları nasıl anlaşılmadı, nasıl tanınmadı? Tanıması gerekenler, insanlar sokaklarda katledilmeden bu işin önlemini alması gerekenler sorumluluğu ne kadar üstlerinde hissediyorlar? Bu kapıları biz açtık özeleştirisini ne zaman yapacaklar? Daha da korkuncu var: "Gizliydiler, sinsiydiler, bizi kandırdılar" diyebilirler. O zaman şunu sorayım: Balyoz ve Ergenekon davalarında bu darbeciler, ihanet çetesi acılar yaşattı. Onca ordu mensubu yıllarca bunu söylerken, onları niye dinlemediniz? Türkiye, yerbilimcilerinin uyarılarına kulak vermediği için 17 Ağustos depremini, Balyoz ve Ergenekon davalarında yargılanan askerlerinin uyarılarını dinlemediği için de 15 Temmuz’u yaşadı. Her şey açıktı. Bu darbe, ben geliyorum diye diye, bağıra bağıra gelmiştir. Sokaklarda katledilen insanlarıma üzülüyorum, o görüntüleri izleyemiyorum. Demokrasi bir arada yaşama kültürüdür. Demokrasi, farklı düşüncelerin uyumu, senfonisidir. Sonuna kadar demokrasi ve meclisin yanındayım. Meclisin dışında, halkın seçtiği iradenin dışında hiç bir güç ve hukuk yoktur. Geleceğimizi belirleyecek olan meclistir. Kim olursa olsun, seçilmişe saygım vardır. Çünkü ben demokrasiyi seviyorum. Dayanışma kültürünü seviyorum. Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir, sözüne sonsuza kadar inanıyorum. Onun dışında hiç bir hak, hukuk ve düzeni kabul etmiyorum. 3