Cumhuriyet Halk Partisi Ataşehir İlçe Başkanlığı 400 delegenin katılımıyla yeni ilçe başkanını seçmeye hazırlanıyor. CHP Ataşehir İlçe Başkanı Hakkı Altınkaynak, gündemi ve kongre çalışmalarını gazetemize değerlendirdi.
Cumhuriyet Halk Partisi 7 Haziran Genel Seçimleri sonrası 35. Olağan Kongreye hazırlanmaya başlamıştı. 7 Haziran seçimleri sonrası bir türlü hükümet kurulamamsı ve 1 Kasım'da Erken Genel Seçim kararı alınmasıyla CHP'deki kongre süreci de ertelenmişti. 1 Kasım Erken Genel Seçimleri sonrası CHP'deki kongre çalışmaları yeniden hızlandı. Ataşehir'de de yaklaşık 14 bin üye mahallelerde kurulan sandıklarda oylarını kullanarak delege seçimine katıldı. 400 delege, 6 Aralık'ta yapılacak olan CHP Ataşehir İlçe Başkanlığı seçiminde oy kullanarak yeni başkanını seçecek. CHP Ataşehir İlçe Başkanı Hakkı Altınkaynak gazetemiz İmtiyaz sahibi Himmet Kaya’ya hem gündem hem de kongre süreciyle ilgi sorularını yanıtladı.
CHP Ataşehir İlçe Başkanı Hakkı Altınkaynak, CHP'nin seçimlerde ortaya koyduğu projeleri halka yeterince anlatamadığını söyledi.
Altınkaynak, demokrasilerin uzun mücadelelerden sonra toplumların, devletlerin hayatına yerleştiğine dikkat çekerek "Sürekli özen, dikkat ve çalışma ister. CHP'liler olarak siyasetin uzun soluklu bir mücadele olduğunu biliyoruz" dedi.
Altınkaynak, toplumun bütün kesimleriyle diyalog içinde olmaları gerektiğine vurgu yaparak "Toplumun önemli bir kesimi bizi tanımıyor. Biz CHP'liler olarak doğrudan halkımıza ulaşacağız, bizi başkalarının sözleriyle tanımalarını engelleyeceğiz. CHP'yi halkımıza en iyi biz anlatırız" diye konuştu.
7 Haziran Genel Seçimlerini ve hemen arkasından 1 Kasım Erken Genel Seçimlerini geride bıraktık. Öncelikle bu iki seçimi değerlendirir misiniz? Ülkemiz ve CHP açısından ortaya nasıl bir sonuç çıktı?7 Haziran Genel Seçimleri beklenen, olağan bir seçim süreciydi. Ona göre toplumda bir heyecan, bir beklenti vardı. 29 Mart'ta da CHP olarak parti içi demokrasiyi güçlendirecek önseçim yapmıştık. Adaylarımızın yüzde 85'ini İstanbul'da önseçimle belirledik. Önseçim partimize bir dinamizm getirdi, ama bu yeterli olmadı. Bu süreçte partimiz ortaya koyduğu projelerle seçime hazırlandı. Projelerimizi topluma yeteri kadar anlatamadık. Bu projeler toplumun dikkatini çekti ki, seçimden hemen sonra diğer partiler de benzer söylemlerle ortaya çıktılar. Her iki seçime de en hazırlıklı parti CHP idi.
CHP halkın refahını geliştirecek, yaşam kalitesini yükseltecek projeler ortaya koydu. Ama oy oranını da belli bir oranın üzerine çıkaramıyor. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bir kere Türkiye'nin sosyolojik yapısı var. Yıllardır iktidar olmayan bir partinin neleri nasıl yapacağı halkın kafasında yanıt bulmuyor. Mevcut iktidar partisinin, iktidar olduğu süreçte yaptığı çalışmalar var. 13 yıldır olumlu ya da olumsuz pek çok projeyi yapıyorlar. Toplum öyle bir duruma getirildi ki, yeter ki elimdeki gitmesin, yeni bir şey istemiyorum algısı oluştu. Toplum, devletten sürekli bir şeyler bekler hale geldi. Bugün Türkiye'de devlet çeşitli fonlar aracılığıyla halka yardım ediyor. Devletin yardımlarının adil olarak dağıtılması bir sosyal devlet anlayışıdır. Devletin olanaklarıyla yapılan yardımlar, AK Parti yapıyormuş gibi sunuldu. Toplumda böyle bir algı yaratıldı, hoş bir algı değildir. Bu yardımlar vatandaşın doğal hakkıdır, milli gelirden ayrılan payla yapılan yardımlardır. Bugün 14 milyon insan devletin yardımlarıyla yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. O açıdan CHP'lilerin ortaya koyduğu seçim beyannamesi yurttaşların, emeklilerin, asgari ücretle çalışanların, hiç bir geliri olmayan ailelerin ilgisini çekti. Her yurttaşımızın milli gelirden, insanca yaşayacak oranda pay alması gerekiyor. Bizim istediğimiz bu. Vatandaşların da bu yardımlar için AK Partililere minnet etmelerine gerek yok. Sonuçta verilen milletin parasıdır. Ülkemizin en önemli sorunu da gelir dağılımındaki bozukluktur. Bin liralık bir asgari ücretle kimsenin geçinemeyeceği bir gerçek. Emekliler ve işsizlerin de uygun projelerle gelir dağılımından pay almaları gerekmektedir. Sosyal devlet dediğimiz böyle olur. Sosyal demokrat parti olarak bu durumlar bizim önceliğimiz olmuştur her zaman. Ama bunu yeterince anlatamadık.
AK Parti yeni dönemde hükümeti kuracak. Bundan sonraki süreçte neler yaşanacağını öngörüyorsunuz?
Demokrasiler, uzun mücadelelerden sonra toplumların, devletlerin hayatına yerleşmiştir. Sürekli özen, dikkat ve çalışma ister. CHP'liler olarak siyasetin uzun soluklu bir mücadele olduğunu biliyoruz. Herkesten çok bizim sabırlı ve tutarlı olmamız gerekiyor. Biz bu süreçte kaldığımız yerden devam edeceğiz. Ülkemiz terör ve şiddetin yoğun olduğu bir bölgede bulunuyor. Etrafımızda ateş çemberi var. Böyle bir ortamda şiddetin bize bulaşmamasını beklemek saflık olur. Kararlı, sabırlı ve dikkatli olmamız gerekiyor. Öncelikle CHP'lilerin kendi içlerinde bütünlüğünü sağlaması gerekiyor. Ondan sonra da ülkemizdeki bütün yurttaşlarımıza nasıl bir Türkiye'de yaşamalıyız, düşüncesini anlatmalıyız. Yüzde 25 bandında kalırsak toplumun beklentilerine karşılık veremeyiz.
2019'da yılında genel ve yerel seçimlerin yanı sıra cumhurbaşkanlığı seçimleri de yapılacak. Ataşehir'i AK Parti'ye kaptırmamak için ne tür çalışmalar yapacaksınız?
CHP yeni bir anlayışla toplumla kucaklaşmalıdır. Çalışmalar seçime kısa bir süre kala değil, her an her şekilde partimizin ilkelerini halkımıza anlatacağız. Halkımızın ayağına gideceğiz, kendimizi anlatacağız, onları da dinleyeceğiz.
Ataşehir İlçe Başkanlığı olarak 7 Haziran Seçimleri öncesi bazı mahallelerde delege seçimleri yapmıştınız. 1 Kasım Seçimleri nedeniyle ara verilen ve yeniden başlayan süreç hakkında bilgi verir misiniz?
Siyasi partilerin kendi iç demokrasi mekanizmalarının güçlü ve şeffaf şekilde işletilmesi gerekir. Türkiye'de bunu en iyi yapan CHP'dir. 1 Kasım Seçimleri sonrası hemen kurultay yapılsın sesleri yükseldi. Zaten kurultay süreci işliyor. İlçemizde bütün mahallelerde delege seçimleri yapıldı. 6 Aralık'ta da ilçe kongremizi yaparak il kongremize hazırlanacağız. Partimize yakışır bir ortamda bütün üyelerimiz delege seçiminde tercihlerini sandığa yansıttı. Delege seçimleri de oldukça demokratik bir ortamda gerçekleşti.
İlçe Başkanlığı için yeniden aday olacak mısınız?
CHP Ataşehir İlçe Başkanı olarak kongrede divan başkanı seçilene kadar görevimin başındayım. Örgütümüz "devam" derse, kararlarına saygı duyar ve görevimize devam ederiz. Bugüne kadar pek çok çalışma da yaptık. Bu çalışmaların sürdürülebilir olması için, eğer görev verilirse görevimi sürdürecek enerji ve heyecanı taşıyorum.
İlk döneminizi geride bırakıyorsunuz. İkinci dönemde, ilk dönemde gördüğünüz hangi eksikleri gidermek ve çalışmalarınızı daha da ileriye taşımak için yola hangi projelerle çıkıyorsunuz?
Benim en önemli görevim partimizi Ataşehir'de kongreye götürüp parti içi mekanizmanın doğru, şeffaf ve partimizi daha da ileriye taşıyacak bir anlayışla sonuçlanmasını sağlamaktır. 6 Aralık'a kadar elimizden gelen her şeyi partimizin tüzük ve kuralları çerçevesinde yapacağız. Başka aday arkadaşlar da çıkabilir, farklı düşüncelerde olanlar da olabilir. Ama CHP'lilerin, Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu önderliğinde toplumla daha sıcak bağlar kurması gerektiğine inanan bir anlayıştayız. O nedenle geçmişten de ders çıkararak anlayışımızı farklılaştırmamız gerektiğini düşünüyorum. Bunun için de toplumun bütün kesimleriyle diyalog içinde olmamız lazım. Toplumun önemli bir kesimi bizi tanımıyor. Biz CHP'liler olarak doğrudan halkımıza ulaşacağız, bizi başkalarının sözleriyle tanımalarını engelleyeceğiz. Çünkü sürekli CHP'lileri onlar tarif ediyor. CHP'yi halkımıza en iyi biz anlatırız. Halkımızın yanlarında olup acılarını, sevinçlerini paylaşmamız lazım. Sadece arkadaş gruplarıyla bu partiyi yönetemeyiz. Nitelikli, yetişmiş üyelerimiz de partide görev almalı... Üyelerimiz düşüncelerini sokaklarda değil parti kurullarında, parti disiplini çerçevesinde dile getirebilmeli. Artık eksiklerimiz gördük. "Herkes çalıştık" diyor. Ama ortada bir şey yok. Nasıl çalıştığımızı, verimli olup olmadığını, kimlerle nasıl iletişime geçtiğimizi, görüştüğümüz insanlarda nasıl bir intiba bıraktığımızı sorgulamıyoruz. Her ilçede 300-500 üyemizin belli bir süre eğitimden geçtikten sonra sokağa çıkmasından yanayız. Herkes kendi kafasına göre bir söylem geliştirirse karşımızdaki insan bize inanmaz. CHP'nin temel ilkelerini, topluma vaat ettiklerini ortak bir dille söylemek gerekir. Toplumla kavga ederek bir sonuca ulaşamayız, toplumla barış içinde olmalıyız. Bunun yolu da halkımıza sık sık gitmekten geçer. CHP'lilerin de toplumla bir bütün olduklarını, anlattıklarında samimi olduklarını halkımıza inandırmalıyız.
Ataşehir Belediyesi iki dönemdir CHP yönetiminde... Ataşehir Belediyesi ile nasıl bir çalışma yöntemi izliyorsunuz?
İlçe başkanı olarak benim belediyemiz ile uyum içinde çalışmak görevim. Genel Başkan adına ilçe başkanlığı yapıyorum. Dolayısıyla Ataşehir'de olan her konuda duyarlılık göstermek lazım. Partimizin tüm kurumlarıyla uyum içersinde çalışmak, o uyumu sağlamak çalışmalarımızı verimleştiriyor. Belediyemizle uyum içinde çalıştığımız için Ataşehir'de bu sonucu alıyoruz. Belediyemizin yaptığı hizmetlerin toplumla aramızdaki bağı güçlendirdiğini biliyoruz. Aynı zamanda belediyemizle vatandaşlarımız arasındaki uyuşmazlıkları gidermek için de çalışmalar yapıyoruz. Gördüğümüz aksaklıkları hemen kendilerine nezaket kuralları çerçevesinde bildiriyoruz. Belediye Başkanımız Battal İlgezdi de gelenekten gelen bir insan olarak bize, ilçe başkanlığımıza saygıda kusur etmiyor. 4oo bin nüfuslu bir yere 3 bin kişiyle hizmet veriliyor; kolay değil, eksiklikler olabilir. Ama Belediye Başkanımız Battal İlgezdi'nin varlığı partimiz için önemlidir. Sevilmesi de bizim için onur ve gurur vericidir. Ataşehir'de göstereceğimiz performans diğer bölgelere moral olarak yansıyacaktır. Biz, belediyeleri kazandığımız yerde kaybetmiyoruz, yeniden kazanıyoruz.
6 Aralık'ta yapılacak Ateşhir İlçe Başkanlığı seçimleri öncesi aday olarak Ataşehirlilere ve partililere ne söylemek istersiniz?
Son derce şeffaf bir şekilde mahallelerde halkımızın önüne sandıkları koyduk. 14 bin üyemizin olduğu Ataşehir'de 400 delege seçildi. Ben delege seçimlerinde taraf değilim, ben herkesten yanayım. Aday olacak arkadaşımızın hak ederek oraya gelmesinden yanayım. Bunun oluşması için altyapıyı doğru bir şekilde kurmaya çalışıyoruz. Bunu da bugüne kadar yaptık. Temel görevimiz budur. Örgütümüzün iradesinin sandığa nasıl yansıyacağını önümüzdeki süreçte göreceğiz. Bir göreve talip olan herkesin öncelikle iddiasını sürdürmesi lazım. Ben arkadaşlarımla beraber önümüzdeki süreçte bir ekip anlayışı içinde Ataşehir'e farklı bir nefes aldıracağımızı düşünüyoruz. Bu süreç de bir yarıştır. Ve bu yarışın kaybedeni yoktur. Bugün bir grup kazanır yarın da başka bir grup. Siyasette "Ben kaybettim, her şey bitti" düşüncesi de yoktur. Böyle düşünenler zaten siyaset yapmasın.
Örgütümüzün önümüzdeki süreçte partimiz ve ülkemiz için yoğun bir çalışma içinde olacağını, bu çalışmayı koordine etme görevinin de ilçe başkanının olduğunu belirteyim. Kim seçilirse seçilsin CHP bayrağını Ataşehir'de toplumumuzun beklentilerine uygun bir şekilde dalgalandıracaktır. Türkiye'nin CHP'ye ihtiyacı vardır. CHP'nin de öncelikle üyeleri olmak üzere halkın güven ve desteğine ihtiyacı vardır.